Logo Halat

Teknenin Hikayesi

Ahırkapı Sahilinde Barbaros Hayreddin Paşa’dan İzler...
İstanbul’un tarihi merkezindeki Ahırkapı’da vaktiyle Barbaros Hayrettin Paşa’nın leventleri için yaptırdığı ahşap sıra evlerin son kalıntıları 1980’li yılların sonuna doğru ortadan kaldırılmış, yerini bir açık otopark almıştı. O sırada içinde Kasım Zoto’nun da olduğu bir grup turizmci İstanbulsever de bu yapıları canlandırmaya azmetmişti. Bir restitüsyon projesi hazırlanarak, sıra evler bir şehir oteli olarak yeniden işlevlendirildi, adı da Barbaros Hayrettin Paşa’nın anısına saygı, gemilerine de bir gönderme olarak konuldu: Armada Otel...

Armada ekibi, kendisine hep şu soruyu sormuştu: “İstanbul doğru korunsaydı, günümüze ne kalırdı?” Herşeyi bu sorunun yanıtlarına göre biçimlendirilen Armada Otel, 1994’den beri İstanbul’da İstanbul’u arayanlara güzel duygular yaşatmaya devam ediyor.

İçinden Deniz Geçen İstanbul’da Deniz Kültürü...
İstanbul, 19. yüzyıla kadar, aynı zamanda bir “su uygarlığı şehri” idi. Eski İstanbullular da özellikle yaz aylarında başka yerlere “sayfiye”ye gitmez, şehrin içinden geçen deniz; Boğaziçi’nde, hatta Haliç, Göksu, Küçüksu’da incelikli ve estetik bir deniz kültürünü yaşam tarzına dönüştürmenin tadını çıkarırlardı. Çeşitli kayıklarla başlayan, gezi teknelerinden geçen bu kültürün son örneği; 20. yüzyıl başlarındaki “tenezzüh tekneleri” biçiminde görüldü. Şirket-i Hayriye’nin işlettiği“Tenezzüh Vapurları” geniş çaplı eğlence ve yemek programlarıyla bugün bile yaşayan eski İstanbullular tarafından özlemle anılır...

Ahırkapı Sahili ve Ahırkapı İskelesi
16. yüzyılda Barbaros Hayreddin Paşa’nın, leventleri için özellikle Ahırkapı sahilinde ev yaptırmasının nedeni, onların“karada iken de denize yakın bir yerde dinlenmeleri” ve gerektiğinde hemen gemilere intikal edebilmeleri içindi... 400 yıl sonraki Ahırkapı’ya bakıldığında ise denizle iletişiminin kesilmiş olduğu görülüyordu. 1994’den bu yana Ahırkapı’ya eski itibarını kazandırmak için ciddi uğraşlar veren Armada ekibi,  diğer komşularıyla da işbirliği içinde 2010 yılında Ahırkapı İskelesi’nin yeniden açılması için de öncülük etti...

İstanbul Denizlerine Yaraşır bir Tekne Hayali...
2011 yılında Kasım Zoto yaşamında ilk kez küçük bir tekne sahibi oldu ve denizde dolaşmaya başladı... Bu arada İstanbul’da uzun zamandır gözüne takılan çirkinliklerden birini daha; karadaki curcunayı denize taşıyan “tekneleri” yakından gözleme fırsatı buldu. Galiba “İstanbul’u denizlerinde de İstanbul yapan”değerleri sahiplenmek, onları koruyup yaşatmak için bir de “Armada Gezi Teknesi” yapmanın zamanı gelmişti...

Geleneksel soru elbette İstanbul’un gezi tekneleri için de soruldu: “-İstanbul’un denizlerinde vaktiyle seyreden gezinti teknelerinin ortak özellikleri neydi? Onları o kadar güzel yapan, bugün bile ‘özlenir’ kılan nedir? Bunlar doğru korunsaydı bugün nasıl tekneler görürdük?” 

Kollar tekrar sıvandı ve tasarımından, malzemelerinden, iç dekoruna kadar İstanbul’un güzel denizlerini gezecek, gezerken içinde keyifle yenilip içilecek “doğru” bir teknenin nasıl olacağı inceden inceye düşünüldü. Sonunda Tuzla’da, SBO Yatçılık Tersanesi’nde üretime geçildi...

Şimdi yapımı tamamlanan, İstanbul’un kimliğine ve denizlerine yaraşır olabilmesi için herkesin kullanımına sunulan “Armada Gezi Teknesi”nin öyküsü de böyle işte...

Ana Site ArmadaTekne
Anasayfa Telefon Eposta